Bilim Ağacı'nın İzleri

Bilim Ağacı Vakfı, evrensel değerler temelinde, laiklik, akılcılık ve bilimin en gerçek yol gösterici olduğu fikrinden hareketle, Büyük Taarruzun yıl dönümü olan 26 Ağustos 2021 tarihinde yolculuğuna başladı.

Bilim Ağacı Vakfı’nın yola çıkış noktasının izlerini bulmak için; Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) yerleşkesinin girişinde yer alan Bilim Ağacı Anıtı’nın tarihçesine bakmak ve temsil ettiği değerleri göz önünde bulundurmak gerekir. 1966 yılında düzenlenen yarışma sonucunda inşa edilen anıt, Prof. Dr. Tamer Başoğlu ve Ersen Gürsel tarafından tasarlanır. Eseri, Başoğlu şu sözlerle anlatır:  “Bu anıt, Türkiye’de Atatürk ve devrimlerini soyut olarak anlatan ilk heykeldir. Bu heykelde yıkık ve viraneye dönmüş bir Anadolu şehrinde dinamik ve güçlü bir kök üzerinde atom bombasının mantar şeklinde patlayışını andıran Atatürk ve devrimleri anlatılmak istenmiştir. Heykeldeki her uç Atatürk’ün devrimlerini sembolize etmektedir.”

1961 – 1969 yılları arasında ODTÜ’de Rektör olan değerli bilim insanı Kemal Kurdaş, eserin Türkiye’de modern anlamda bilimin, teknolojinin ve yeni bir zihniyetin başlangıcını simgelediğini söyler ve esere “Bilim Ağacı” adının verilmesini önerir. Kurdaş, Bilim Ağacını ve köklerinin izlerini anılarında şöyle anlatır:

”1966 yılında, üniversite kampüsünün büyük kısmı ile inşaatlarının tamamlanıp, sitenin meydana çıkmasından sonra, kampüsü çeşitli sanat eserleriyle süslemeye, olgunlaştırmaya karar verdik. Üzerinde durduğumuz ilk proje kampüse bir Atatürk anıtı yapmaktı. Anıt için bir yarışma açtık. Yapılacak anıtta işlenmesini istediğimiz, beklediğimiz ana fikir; bugün Anadolu’da yaşayan halkın tarih öncesinden günümüze kadar süren binlerce yıllık dönemde, Anadolu’da yeşermiş uygarlıkların doğal mirasçısı olduğu, Atatürk devrimlerinin ve bu uygarlıkların çağdaş bir anlayışla yeni bir sentezini ve ileriye doğru bir atılımını temsil ettiği anlayışı idi.

Yarışmayı rahmetli Şadi Çalık’ın projesi kazandı, birinci oldu. İkinciliği genç bir mimarın projesi aldı. Yarışma şartnamesine göre, üniversite sadece birinci gelecek projeyi yapmayı, uygulamaya koymayı taahhüt ediyordu. Fakat biz ‘Bilim Ağacı’ adını verdiğimiz, ikinci gelen projeyi de o kadar beğendik ki, birinci ve ikinci gelen iki projeyi birlikte gerçekleştirmeye karar verdik.”

“Bilim Ağacı” bir sembol olarak bize bu yolculukta köklerimizin izlerini gösterir. Bilim Ağacının kökleri, Anadolu’nun her karış toprağına yayılan kurtuluş mücadelesinden; Cumhuriyetin ruhundan beslenir. Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün, çağdaş toplumun aydınlık yüzlü kuşaklarını yetiştirecek öğretmenlere söylediği şu sözler bize rehberlik eder: ”Dünya’da her şey için, uygarlık için, yaşam için, başarı için en doğru yol gösterici bilimdir, fendir. Bilim ve fennin dışında yol gösterici aramak aymazlıktır, cahilliktir, sapmadır. Yalnız, bilim ve fennin yaşadığımız her dakikadaki aşamalarını, gelişmelerini algılamak ve ilerleyişini zaman içinde izlemek gerekir.  Binlerce yıl önceki bilim ve fennin diliyle çizilmiş yasaları, şu kadar bin yıl sonra bugün olduğu gibi uygulamaya kalkışmak elbette bilim ve fennin içinde bulunmak değildir.”

Bilim Ağacı, geçmişin beslediği köklerinden aldığı güç ile dallarını geleceğe doğru uzatır. Bilim Ağacı Vakfı’nın esas temelleri de buradan hareketle ortaya çıkar. Atatürk’ün yolunda ve onun huzurunda verilmiş sözlerle:

”Vakfımızın kuruluş amacı; aklın ve bilimin yol göstericiliğinde, bize emanetin olan değer ve ilkeleri kavramış; fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür, ahlaklı, sorumluluk sahibi, yüksek vasıflı ve dünyaya yön verecek nesillerin yetişmesine katkı sağlamaktır. Vakfımızın amacını gerçekleştirmeye ve senin ışığından çocukları ve gençleri mahrum etmek isteyecek her türlü karanlık ve gerici güce karşı tüm varlığımızla mücadele etmeye, bugün burada, manevi huzurunda bulunan tüm arkadaşlarımla beraber bir kez daha söz veriyoruz.”

  1. Mimar Ersen Gürsel ise süreci anlatıyor; “Akademi’de Heykel Bölümü’ne gide gele, çalışmalarını izlediğim Tamer Başoğlu ile ODTÜ Atatürk Anıtı Yarışması’na birlikte katılmaya karar vermiştik, yıl 1965… Atatürk Anıtları yarışmalarında heykeltıraş-mimar işbirliği sınırlıydı. Anıt, alışılagelen formların dışında, farklı bir konseptle ele alınmalıydı. Proje, çevre düzeninden heykelin tasarımına değin heykeltıraş ve mimarın paylaştığı ortak bir düşünce ve tasarım ürünü olmalıydı. Düşüncemi Tamer de benimsemişti. Projeyi birlikte hazırladık. Jüri, tasarım ve konsept olarak ilginç bulduğu projemize İkincilik Ödülü verdi. Yarışma projesinde öngördüğümüz, heykelin oturduğu platonun kotu yükseltildi ve çevre düzeni projesi tadil edildi… Heykel brüt beton olacaktı. Brüt beton tekniği konusunda bilgimiz yeterli değildi. Adana’da Karatepe Saçakları’nı inşa eden Nail Çakırhan’ın bilgi ve deneyimlerini almak üzere evinde kendisini ziyaret ettiğimizi hatırlıyorum.” Kaynak: http://epamimarlik.com/tr/proje/ataturk-ve-devrimler-aniti/

İletişim

Konutkent Mahallesi 3028. Cadde No:6 Kat: 2 , 06810 SMK Kule
Çankaya / ANKARA

Sosyal Medya

Sosyal Medya hesaplarımızdan bizleri takip edebilirsiniz.